Reklamlar

Haberler

Manşet Haberler

Personel Gazete Sağlık Personeli PersonelSaglik.NET

31 Ocak 2018 Çarşamba

BİMER Başvuru, Sorgulama ve Dilekçe İşlemleri Nasıl Yapılır?

 BİMER, Başbakanlık Bilgi İşlem Başkanlığınca yazılımı gerçekleştirilen bir program ile web sayfası üzerinden kullanılan bir sistemdir. BİMER, vatandaş ile devlet arasındaki iletişim kanallarını açık tutarak, müracaatların her zaman ve her yerden yapılabilmesini sağlar. Geçmişte siyasiler halk ile sadece seçim zamanları yakınlaşır dertlerini sadece seçim zamanları dinlerdi.Günümüzde ise başbakanlık iletişim merkezi uygulaması ile halkın sorunları daha yakından incelenip çözüme ulaştırılıyor.

Milyonlarca kişi BİMER sayesinde sorunlarını çözebiliyor. Vatandaşların her türlü soru, sorun ve önerileri için kurulan Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) çözüm anlamında büyük bir açığı kapatmakta ve milyonlarca kişinin umudu olmaya devam etmektedir. BİMER'e başvuruların hemen cevaplanması yasal bir zorunluluktur. Bu yüzden kurum ve kişiler hızlı çözümler üretmekte ve bu durum da vatandaşların bu sisteme yoğun ilgisini ortaya çıkartmaktadır. “Başbakanlık İletişim Merkezi" (BİMER); bilişim ve iletişim teknolojileri kullanılarak hayata geçirilen bir halkla ilişkiler uygulamasıdır. BİMER, Başbakanlık Bilgi İşlem Başkanlığınca yazılımı gerçekleştirilen bir program ile web sayfası üzerinden kullanılan bir sistem olup, vatandaş ile devlet arasındaki iletişim kanallarını açık tutarak, müracaatların her zaman ve her yerden yapılabilmesini mümkün kılmaktadır. Vatandaşların Başbakan'a daha yakın olması şikayet ve dileklerini birinci ağıza iletebilmeleri için AKParti hükümeti tarafından hayata geçirilen başbakanlık iletişim merkezi BİMER hergün milyonlarca vatandaşa hizmet veriyor. BİMER web sayfası üzerinden kullanılan bir sistem olduğu için yurdumuzun en ücra köşesinden bile yapılan müracaatlar ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına en kısa sürede iletilmektedir. Bu müracaatlara ilişkin yapılan işlemler Başbakanlık'tan koordine ve takip edilmektedir. Şikayet, öneri ve talepler anında ilgili bakanlık birimlerine iletilmektedir. En kısa zamanda konunun cevabı istenir ve sonuçlandırılır. Bu denli hızlı çözüm ortamı olması BİMER'i tercih edilen bir kurum haline getirmektedir. Ancak birçok kişi BİMER'e nasıl başvuracağını ve sonuçları nasıl öğreneceğini bilmemektedir. Milyonlarca kişi BİMER sayesinde sorunlarını çözebiliyor. Vatandaşların her türlü soru, sorun ve önerileri için kurulan Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) çözüm anlamında büyük bir açığı kapatmakta ve milyonlarca kişinin umudu olmaya devam etmektedir. BİMER'e başvuruların hemen cevaplanması yasal bir zorunluluktur. Bu yüzden kurum ve kişiler hızlı çözümler üretmekte ve bu durum da vatandaşların bu sisteme yoğun ilgisini ortaya çıkartmaktadır. Başbakanlık İletişim Merkezi, kısa adı ile BİMER, vatandaşların her türlü sorun, şikayet ve istekleri için kurulmuş olan hattır. BİMER şikayet, kurulduğu günden beri aktif olarak vatandaşlar tarafından kullanılıyor. Başbakanlık İletişim Merkezi aracılığıyla tüm vatandaşlar istek, şikâyet ve önerilerini devlete iletebilmektedir. İstek, şikâyet ve önerilerinizi telefon, mektup, internet veya şahsen yapabilirsiniz. Bu seçenekler arasında en çok tercih edilen internet tercih edilmektedir. BİMER’ e kimler, nasıl başvuru yapabilir?

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, mavi kartlılar ve karşılıklılık esası gözetilmek koşuluyla Türkiye’ de ikamet eden yabancılar; telefon, internet, şahsen, mektup veya faks ile BİMER’ e başvuru yapabilir.

BİMER’ e yapılacak müracaatların kapsamı nedir? BİMER hangi kanun maddelerine dayanarak işlem yapmaktadır?

“Başbakanlık İletişim Merkezi" (BİMER); bilişim ve iletişim teknolojileri kullanılarak hayata geçirilen bir halkla ilişkiler uygulamasıdır. BİMER, Başbakanlık Bilgi İşlem Başkanlığınca yazılımı gerçekleştirilen bir program ile web sayfası üzerinden kullanılan bir sistem olup, vatandaş ile devlet arasındaki iletişim kanallarını açık tutarak, müracaatların her zaman ve her yerden yapılabilmesini mümkün kılmaktadır.

İnternetten başvuru yaparken nelere dikkat edilmelidir?

İnternet başvurusu yaparken kimlik doğrulaması gerektiğinden, T.C. Kimlik Numarası, ad-soyad, anne kızlık soyadı ve cep telefonunun doğru yazılması gerekmektedir. Cep telefonuna gelen doğrulama kodu ile başvuru ekranına giriş yapılabilir. Bu bilgilerin yanı sıra iletişim bilgilerinin eksiksiz; başvuru metninin de kısa ve anlaşılır yazıldığından emin olunmalıdır.

BİMER’ e mektupla başvuru yaparken nelere dikkat edilmelidir?

Başvuru sahipleri; Başbakanlık, Bakanlıklar, Valilikler ve Kaymakamlıklardaki Halkla İlişkiler Bürolarına mektupla müracaat edebilmektedirler. Mektup başvurularında Ad-soyad, iş veya ikametgah adresi, telefon ve imza ile birlikte; talep veya şikâyetin kısa ve öz bir şekilde yazılması gerekmektedir.

BİMER’ e yapılan başvuru nasıl iptal edilebilir?

BİMER’ e yapılan başvuruya ilişkin iptal talebi var ise, iptali istenilen başvurunun tarih ve sayısı belirtilerek yeni bir başvuru yapılmalıdır.

BİMER başvuruları ne zaman sonuçlanır?

Türk vatandaşlarının ve Türkiye'de ikamet eden yabancıların kendileri ve kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri konusunda yetkili makamlara yaptıkları başvuruların sonucu veya yapılmakta olan işlemin durumu hakkında dilekçe sahiplerine en geç otuz gün içinde gerekçeli olarak cevap verilir. Bilgi Edinme Hakkı Kanununa göre yapılan başvurularda ise bu süre 15 iş günü olarak belirlenmiştir.

BİMER başvurusunun durumu nasıl takip edilebilir?

Başvuru tamamlandıktan sonra, başvuruya sistem tarafından bir BİMER Sayısı verilir. Bu sayının hemen alt kısmında yer alan “başvuruma git” tercihi başvuranı “başvuru sorgulama” ekranına yönlendirmektedir. Bunun dışında ilk kayıt esnasında istenilen bilgilerin sisteme girilmesi durumunda da “başvuru sorgulama” sayfasına gidilebilmektedir.

Daha önce yapılan başvurularla ilgili nasıl bilgi alınabilir?

Başvuru Sorgulama sayfasında daha önce yapılan diğer tüm başvurularla ilgili bilgiler de verilmektedir. Sayfada yer alan başvuru tarih ve sayıları tercih edildiğinde istenilen başvuruya ilişkin bilgilere erişilebilmektedir.

BİMER başvurusuna yasal süre içinde cevap verilmediğinde ne yapılabilir?

BİMER’ e yapılan müracaatlarda yasal işlem süresi; 3071 Sayılı Dilekçe Hakkı Kanununa göre 30 gün, 4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununa göre ise 15 iş günüdür.

Bu sürelerde başvuruya herhangi bir cevabın verilmemesi ya da işlem yapılmaması durumunda, BİMER’ e başvuru akıbeti ile ilgili yeniden müracaat edilebileceği gibi; dilekçeye zamanında cevap vermeyenlerle ilgili de Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulabilir.

ALO 150 ile başvuru yaparken nelere dikkat edilmelidir?

Alo 150’ yi arandığında BİMER personelince alınacak ilk bilgiler T.C. Kimlik Numarası ve Anne Kızlık Soyadının ilk ve son harfleridir. Bunların doğru olarak bildirilmesi durumunda kimlik ve adres bilgileri MERNİS sisteminden otomatik olarak çekilecektir. Verilen bilgilerde eksiklik ve hata olması durumunda bir sonraki aşamaya geçilemeyecek ve başvuru tamamlanamayacaktır.

ALO 150 BİMER Çağrı merkezi hattı nasıl ücretlendirilir?

Alo 150 BİMER Hattı acil aramalar kapsamında olmadığından ücretlidir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) ücretlendirmede ana kuralları ve üst sınırı belirlemektedir. Hem sabit hatlardan hem de cep telefonlarından 150’ yi aramak sabit bir telefon hattını aramakla eşdeğerdir.

Bilgi Edinme ile Dilekçe Hakkı arasındaki fark nedir?

24.04.2004 tarihinde yürürlüğe giren Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'nda, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usuller düzenlenmiştir. 4982 sayılı Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3üncü maddesinde “bilgi” ve “belge” kavramları açıklanmıştır. Söz konusu tanımlar kapsamında olan ve 4982 sayılı Kanunda belirtilen istisna hükümleri arasında yer almayan bilgi ve belgelere erişim talep edilebilmektedir. Dilekçe hakkı ise, şikâyette bulunmak suretiyle denetlemeyi, dilek ve öneride bulunmak suretiyle de demokratik katılımı sağlayan siyasal haklardandır. Türk vatandaşları Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun vasıtasıyla kendileri veya kamuyla ilgili dilek ve şikâyetlerini yetkili makamlara bildirebilmektedir.

Bilgi Edinmede başvuru usulü nasıldır?

Bilgi edinme başvurusu, başvuru sahibinin adı ve soyadı, imzası, oturma yeri veya iş adresini, başvuru sahibi tüzel kişi ise tüzel kişinin unvanı ve adresi ile yetkili kişinin imzasını ve yetki belgesini içeren dilekçe ile istenen bilgi veya belgenin bulunduğu kurum veya kuruluşa yapılır. Bu başvuru, kişinin kimliğinin ve imzasının veya yazının kimden neşet ettiğinin tespitine yarayacak başka bilgilerin yasal olarak belirlenebilir olması kaydıyla elektronik ortamda veya diğer iletişim araçlarıyla da yapılabilir. Dilekçede, istenen bilgi veya belgeler açıkça belirtilir.

Hangi kurumlara Bilgi Edinmede talebinde bulunulabilir?

Bilgi Edinme Hakkı Kanunu; kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinde uygulanır. Ayrıca ilgili yönetmelikte “Merkezi idare kapsamındaki kamu idareleri ile bunların bağlı, ilgili veya ilişkili kuruluşlarının, köyler hariç olmak üzere mahalli idareler ve bunların bağlı ve ilgili kuruluşları ile birlik veya şirketlerinin, T.C. Merkez Bankası, İMKB ve üniversiteler de dahil olmak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz olarak enstitü, teşebbüs, teşekkül, fon ve sair adlarla kurulmuş olan bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinde uygulanır.” ifadesi bulunmaktadır.

Bilgi Edinme talebine verilen cevap başvuran için yeterli değilse ne yapılmalıdır?

Kamu kurum ve kuruluşlarınca bilgi edinme başvurularına verilen cevabın yeterli olmaması ya da başvuruya hiç cevap verilmemesi durumunda; 

• Bilgi edinme istemi reddedilen başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce ilgili kurumun cevabının tebliğinden itibaren on beş gün içinde Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna itiraz edebilir. İtiraz yazılı olarak yapılır.

• 4982 sayılı Kanunda belirtilen süreler içinde kurum ve kuruluşlar tarafından başvuru sahibine olumlu veya olumsuz herhangi bir cevap verilmemesi ya da 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 10uncu maddesi uyarınca altmış günün geçmesiyle başvuru reddedilmiş sayılır. Bu durumda başvurusu reddedilmiş sayılan başvuru sahibi, yargı yoluna başvurmadan önce dava açma süresinin başladığı tarihten itibaren on beş gün içinde Kurula yazılı olarak itiraz edebilir. Kurul, bu konudaki kararını otuz iş günü içinde verir. Kurula itiraz, başvuru sahibinin idari yargıya başvurma süresini durdurur.

• Başvuru sahiplerinin Kurula başvurularını yazılı olarak yapmaları ve itiraz dilekçelerine ilgili Kuruma yaptıkları bilgi edinme başvurusunun bir sureti ile var ise söz konusu Kurumdan gelmiş cevabi yazı suretini eklemeleri gerekmektedir. Elektronik posta ya da faks yoluyla yapılan başvurular ile gerekli evrak suretleri eklenmemiş başvurular işleme konulmamaktadır. Gerekli hallerde başvuru sahibine ulaşılabilmesi amacıyla itiraz dilekçelerinde telefon numaralarına yer verilmesinde fayda bulunmaktadır.

Ayrıntılı bilgi için Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulunun Web sitesini (http://www.bedk.gov.tr) ziyaret edebilirsiniz.KamuAjans.com - Özel Haber

 

29 Ocak 2018 Pazartesi

MEB, şube müdürlüğü görevde yükselme sınav kılavuzu yayımlandı

Milli Eğitim Bakanlığı(MEB) tarafından Taşra Teşkilatı Şube Müdürlüğü İçin Görevde Yükselme Yazılı Sınavına İlişkin Duyuru yayımlandı. 

 

7 Ocak 2018 Pazar

Gençler! Kimseden şikayetçi olmayın!

Programa, Mahmut Toptaş ile birlikte, İl Müftü Yardımcısı Atıf Akşit, okulun idarecileri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

Toptaş Hoca, Kur’an-ı Kerim’den hitap örneklerini vererek insanlara karşı hep olumlu yönleriyle yaklaşmanın önemine parmak basarak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Allah Teâlâ, Kur’an-ı Kerim’de insanlara hitap ederken dört Elif miktarınca ‘Ey İnsanlar!’, ‘Ey Âdemin çocukları!’ der. Yahudi ve Hıristiyanlara hitap ederken, yine 4 Elif miktarı ‘Ey Kitabın dilinden anlayanlar!’ şeklinde ve özellikle Yahudilere hitap ederken de yine 4 Elif miktarı ‘Ey İsrail’in çocukları’ der. Yani Kur’an, insanlara hitap ederken onların hep iyi taraflarını ele alır.”

“YERYÜZÜNDE SAĞLAM OLAN TEK TERAZİ, ALLAH TEÂLÂ’NIN TERAZİSİDİR.”

Dünya üzerinde Yüce Allah’ın koyduğu ölçüler çerçevesince hareket etmemenin ne tür zararları doğuracağına değinen Toptaş Hoca, konuşmasına şöyle devam etti:

“Yeryüzünde sağlam olan tek terazi, Allah Teâlâ’nın terazisidir. Her şeyimizin Kur’an-ı Kerim’de ölçüsü vardır. Adımlarımızın, ses tonumuzun ölçüsü vardır. Ses kirliliğiyle ilgili ayet indirmiştir Rabbimiz. Hucûrat Sûresi’nde seslerimizi yükseltmememiz gerektiği söylenmektedir. Seslerimizi insanlara duyururken, tavırlarımızda da ölçülü olmamız gerekmektedir. Gücümüze, konumumuza güvenip de haddimizi aşmamalıyız. Böyle yaparsak Rabbimizin emirlerine karşı gelmiş oluruz.”

 

Allah Teâlâ’nın insanların faydasına sunduğu güzelliklerin değil de insanların kendi kafalarına göre oluşturduğu doğruların yürürlük kazandırılmaya çalışılmasının insanlar üzerinde ne kadar derin yaralar açtığını belirten Toptaş Hoca, bu konuyla ilgili olarak konuşmasında şu sözlerine yer verdi:

“Rabbimizin koyduğu kurallar, O’nun terazisine vurularak hayata sunulmazsa herkesin kendisine göre bir doğrusu ortaya çıkar. Uluslararası münasebetlerde de bu, böyledir. Yüzlerce devlet bir şeye ‘doğru’ der de gücü elinde tutan bir iki devlet ‘öyle değil de böyledir’ dediğinde, bu bir iki devletin sözü, diğer yüzlercesinin sözünün üstünde olabiliyor. İşte burada anlıyoruz ki, Rabbimizin koyduğu kurallar önemsenmiyor ve öncelenmiyor hiçbir zaman. 

Dünya üzerinde,bileği güçlü olanın dediği olmaktadır. Böyle olunca da dünyanın her tarafında sömürü olur, zulüm olur, işkence olur. Bizler diyoruz ki, yeri de gökleri de yaratan Allah Teâlâ’dır. O, yeryüzündeki her bir şeyin sınırını belirlemiştir. Her şeyin hem mülkiyeti hem de otoritesi O’na aittir. O, yeryüzünde insanların, insana karşı, tabiata karşı, hayvanata karşı, Yaratana karşı olan görevlerinin sınırlarını belirlemiştir. O’nun belirlediği şekilde hareket edersek doğruluktan sapmamış ve zulüm yapmamış oluruz. Bütün insanlığın menfaatine olan terazi, Allah Teâlâ’nın gönderdiği terazi olan Kur’an-ı Kerim ve O’nun nasıl uygulanıp yaşanacağını bizlere hayatıyla gösteren sevgili Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnet-i seniyyesidir.”

“BAŞINIZA GELENLER HEP BİR YANKIDAN İBARETTİR.”

Toptaş Hoca, son olarak Peygamber Efendimizin bir hadisini hem hatırlatıp hem de öğrencilere ezberleterek öneminin üzerinde durdu ve sonrasında sözlerini şu cümleleriyle tamamladı:

“Mü’min, mü’minin aynasıdır, buyurmaktadır Peygamberimiz. Bu sohbetimizden sonra, bir aynanın karşısına geçin. Aynadaki kişiye bakın. Gülerseniz eğer o da size güler. Aynadakine ‘ne var ne yok’ derseniz o da size aynısını der. Aynadakine doğru giderseniz o da size doğru gelir. Aynadakine sırtınızı dönerseniz o da size sırtını döner. Hayatta hiç kimseden şikâyetçi olmayın. Ne öğretmeninizden ne de arkadaşlarınızdan şikâyetçi olun. Selam verdiğinizde almayan arkadaşınıza kızmayın. Siz daha önce onun selamını almadığınız için o da şimdi sizinkini almamıştır.

Başınıza gelenler hep bir yankıdan ibarettir. Sevgili Peygamberimizin en çok sıkıntı yaşadığı yerlerden birisi Taif’tir. Orada, ‘Ya Rabbi! Kuvvetimin zayıflığını, çaremin azlığını, insanların beni hafife almalarını sana şikâyet ediyorum’ diyerek dua etmiştir. Yani kendisini şikâyet etmiştir Peygamberimiz. Sizler de annenizden, babanızdan, komşunuzdan şikâyet etmeyin; dönün ve hep kendinize bakın, sorun ve sıkıntıyı kendinizde arayın. Siz iyi olursanız muhataplarınız da iyi olur, siz kötü olursanız karşınızdakiler de kötü olurlar.”

 

6 Ocak 2018 Cumartesi

Bedelli Askerliğe Bir De Buradan Bakın!

Bedelli askerliği bekleyen vatandaşlarımıza neden bedelli yapmak istiyorsunuz? Sizin için bedelli konusu niçin bu kadar büyük bir meseleye dönüştü? diye sorduğumda aldığım mesajlar karşılığında durumun vahametine tanık oldum.

Bedelli askerlik isteyen gençlerin maruz kaldığı onur inciten ağır ithamlara, ağır hakaretlere girmiyorum bile. Elbet de her erkek vatandaşımız vatani görevini büyük bir gururla ve vatan aşkıyla yerine getirmelidir. Getiriyor da... Bugün ülkemizde güven ve huzur içinde yaşıyorsak bunda milletin asli parçası olan vatan evlatlarının gösterdiği “bedelsiz” özveri vardır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimizi minnetle, saygıyla anıyorum. Allah onlardan razı olsun.

Bedelli Askerlik bekleyen gençlerin hainlikle suçlanması, insanımıza yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir. Geçmiş yıllarda 5 kez çıkartılmasında asla bir beis görülmeyen Bedelli Askerlik uygulamasının geniş bir kitle tarafından memnuniyetle karşılanması da dikkate alınmalıdır. Bedelli Askerlik konusunda öncü bir yapı olan Bedelli Askerlik Platformu konu hakkında topluma bilgi vermek ve dayanışmayı artırmak için tüm gücüyle faaliyet yürütüyor. Bu konuda yanlış anlaşılmaların, tepkilerin yumuşatılması için de konunun sosyal tarafına dikkat çekiyor.

Meselenin sadece ‘askerlikten kaçmak’ olarak algılanması çok yüzeysel kalıyor. Ayrıca bir de sanıldığı gibi sadece parası olanın Bedelli Askerliği beklediği sanılmasın. Bugün sosyal birçok mesele ile uğraşan, asgari ücretle ailesine, annesine, babasına yakınlarına bakmakla yükümlü olan kimsesiz insanlar da Bedelli Askerlik konusunda çok hassas ve beklenti içerisinde. Öksüz, yetim, gariban Anadolu çocukları da Bedelli Askerlik konusunda umutlu bir bekleyiş içerisinde. Belki yıllarca ödeyecekleri bir borç batağını bile göze alanlar var. İnsanların hayatına dokunmadan dışarıdan hüküm vermek çok yanlış ve hiç adil değil. Fırsat eşitliği açısından vicdanen rahatsız edici bir durum olsa da toplumun büyük kesimi yine Bedelli Askerlik konusuna olumlu bakıyor.

Bir taraftan vatani görev, diğer taraftan sosyal sorunları arasında sıkışmış yüzbinlerce gencin hayatı söz konusu. Ve benim okuduğum her mesaj da öyle basite alınacak gibi değil. Ben işin içerisine girdiğimde fark ettim ki sorun sadece askerlik sorunu değil. Dedim ya başta kimse ‘askerlikten kaçmak’ niyetinde değil. Hayata tutunabilmek adına 30’lu yaşlarına kadar bir şekilde mücadele etmiş insanlar vatana hizmetini farklı bir şekilde yapmak istiyor. İşlerini kaybedecek ve sosyal hayatları bitme noktasına gelecek gençlerin durumu öyle geçiştirilecek gibi değil. Bunları yürekten hisseden bir kardeşiniz olarak Bedelli Askerlik talebini asla bir imtiyaz, ayrıcalık olarak görmüyorum!

Hayat öyle bilindik bir düzlemde akmıyor maalesef…“Okul biter, askere gidilir, iş bulunur, sonra evlilik çoluk çocuk sahibi olunur…” Yaşamın içinde bu kurallar her zaman geçerli değil. Şu anda askerliğini yapmayan vatandaşlarımızın yaş ortalaması 28'in üzerinde. 30'un üzerinde bir yaşa gelmiş bir insan düşünün. Türlü sebeplerle askerliğini yapmamış olsun. Bunların aileleri var, çocukları var ve babanın eline bakıyorlar, başka kimseleri de yok! Elbet herkes bu durumda değil; ama bu sosyal bir gerçekliktir. Baba ya da abi, kardeş ne derseniz deyin; 6 ay, 12 ay askerlik döneminde hiç ücret almadan, para kazanmadan bu ailelerinin geçimlerini nasıl sağlayacaklar?

İşçisi, memuru, esnafı, işvereni, doktoru, akademisyeni, mühendisi, öğretmeni olsun hiç fark etmiyor, toplumun her kesimini içine alan askerlik yapmayan bu vatandaşlarımızın kurmuş olduğu iş ve aile düzeninin derinden etkileneceği de gün gibi ortadayken buna bir çözüm üretmek zor olmasa gerek! Bedelli Askerlik bekleyenler bu memleketin evlatları. Yeri geldiğinde vatan için göğsünü siper etmesini de iyi bilirler. Birçok gencimiz Hain 15 Temmuz FETÖ Darbesi’ne karşı sabahlara kadar sokaklarda ‘vatanları için her şeyi göze aldığını’ ifade ediyor ve bununla da gurur duyuyor.

Resmi olmayan sayılara göre sadece bakaya sayısı 840 bin kişi. 1988 doğumluları da eklersek bakaya sayısı bir milyonu aşıyor. Tecilli sayısı ise 3,5 milyona ulaşmış bulunmakta. Bunca insan, bunca aile bu soruna çözüm bekliyor. Devletimizin Bedelli Askerlik konusunda biran evvel adım atıp, geniş bir kesimi içine alacak şekilde vatandaşın talebine cevap vermesi gerektiğini düşünüyorum. Sosyal durumundan dolayı askere gidemeyen yüzbinlerce insanın bu sorununu hem devletimizin hem de insanımızın yararına olacak şekilde sonuçlandırmanın en makul çözümü Bedelli Askerliktir. 

Halil Metin

sanliurfaolay

5 Ocak 2018 Cuma

Milyonlarca kişiye yeni zam

Milyonlarca memur ve memur emeklisinin merakla beklediği zam oaranları bugün belli oluyor. 15 milyon emekli ve memurun beklediği gün geldi. Bugün SSK ve Bağ Kur emeklilerinin zam oranı ile memurların ve memur emeklilerinin enflasyon farkları açıklanacak Yaklaşık 15 milyon emeklinin ve memurun Ocak zammı bugün belli oluyor. Gözler Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıklayacağı enflasyon verilerine çevrildi. 2017'nin ikinci 6 aylık döneminde gerçekleşen enflasyon; SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin zam oranını, memurların ve memur emeklilerinin de yüzde 4'lük zamma ilaveten farkı alıp alamayacağını ortaya koyacak.

KİLİT VERİ AÇIKLANIYOR Temmuz-Kasım enflasyonu yüzde 4.97 olarak gerçekleşti. Yani 5 aylık enflasyona göre SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin zam oranı yüzde 4.97 olarak görünüyor. Bu oran, bugün açıklanacak Aralık ayı enflasyonuna göre artacak ya da azalacak. Toplu sözleşme kapsamında Ocak'ta maaşlarına yüzde 4 zam yansıtılacak olan memurların ve memur emeklilerinin de enflasyon farkı alabilmesi için 2017'nin ikinci yarısındaki enflasyonun yüzde 4'ü aşması gerekiyor. 5 aylık dönemde bu oran aşılırken, yüzde 0.97'lik enflasyon farkı verilmesi durumu ortaya çıktı. Bugün açıklanacak Aralık ayı enflasyon rakamının 'eksi yüzde 0.97' veya bu rakamdan daha düşük çıkmaması halinde, memurlar, sözleşmeliler ve memur emeklileri enflasyon farkı alacak.

NE ZAMAN ÖDENECEK? SSK ve Bağ-Kur emeklileri, zamlı paralarını bu ay içinde maaş ödeme günlerinde ceplerine koyacak. Devlet memurları, sözleşmeliler ve geçici personel zamlı maaşlarını ve enflasyon farkını 15 Ocak'ta alacak. Maaşlarını her ayın 1'i ile 5'i arasında alan memur emeklilerinin ise ödemeleri zamsız olarak hesaplarına yatırıldı. Yüzde 4'lük artış ve enflasyon farkıyla oluşan zam farkı, daha sonradan memur emeklilerine verilecek

Haberdata.com Güncel Son Dakika Haberleri